Tarihi Bir Miras:Beşiktaş Yıldız 

Yıldız Korusu’nun kökeni Osmanlı dönemine dayanıyor. 19. yüzyılda Sultan II. Mahmud’un burayı av alanı olarak kullanmasıyla başlayan süreç, zamanla burayı bir saray bahçesi haline getirdi. Korunun hemen yanında yer alan Yıldız Sarayı da bu tarihin önemli bir parçası. Bir zamanlar saray erkânının yürüyüş yaptığı bu patikalar, şimdi İstanbulluların hafta sonu kaçış noktası.

Korunun en büyüleyici yönü kuşkusuz yemyeşil bitki örtüsü ve geniş yürüyüş yolları. Çınar, çam, meşe gibi birçok ağaç türüne ev sahipliği yapan koruda özellikle sabah saatlerinde yürüyüş yapmak hem zihni hem bedeni yeniliyor. Ayrıca rengârenk çiçekler, yapay göletler ve sincaplarla karşılaşmak da cabası.Ayrıca geniş çimenlik alanlar, ailelerin piknik yapması için oldukça elverişli.

GİZLİ KALMIŞ KÖŞKLER

ÇADIR KÖŞKÜ 

Çadır Köşkü, Sultan II. Abdülhamid döneminde 19. yüzyılın sonlarında inşa edilmiştir. Aslen devlet erkânının dinlenme yeri olarak tasarlandı.

Günümüzde Çadır Köşkü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen bir kafe ve restoran olarak hizmet vermektedir. Kahvaltıdan akşam yemeğine kadar zengin bir menü sunan köşk, aynı zamanda özel gün organizasyonları için de tercih edilmektedir.

İster arkadaşlarınızla keyifli bir sohbet, ister sevgilinizle romantik bir akşam yemeği için, Çadır Köşkü muhteşem bir seçenek sunar.

Malta Köşkü 

Malta Köşkü, 19. yüzyılda Sultan Abdülaziz döneminde inşa edilen bu köşk, adını Malta Adası'ndan getirilen taşlarla süslenmiş cephesinden alır.

Osmanlı mimarisinin Batılı etkilerle harmanlandığı köşk, tarih boyunca devlet adamlarının dinlenme yeri olmuş, hatta II. Abdülhamid döneminde önemli görüşmelere ev sahipliği yapmıştır. Bugün ise huzurlu bir doğa yürüyüşünün ardından sıcak bir kahve eşliğinde soluklanabileceğiniz romantik bir durak haline gelmiştir.Köşkün içinde hizmet veren restoran, kahvaltıdan akşam yemeğine kadar geniş bir menü sunar. 

Sosyal Medya Hesaplarım:

Instagram
x

Dolmabahçe Bezmiâlem Valide Sultan Camii

       Tarihin Sessiz Tanığı

İstanbul’un büyüleyici tarihine ışık tutan yapılardan biri de Beşiktaş sahilinde, Dolmabahçe Sarayı’nın hemen yanında yer alan Bezmiâlem Valide Sultan Camiidir. Mimari zarafeti, denize nazır konumu ve Osmanlı’nın geç dönemini yansıtan özgün yapısıyla bu cami, İstanbul’un saklı hazinelerinden biridir.

Bir Annenin Adına: Cami’nin Hikayesi

Cami, Sultan II. Mahmud’un eşi ve Sultan Abdülmecid’in annesi olan Bezmiâlem Valide Sultan tarafından yaptırılmak üzere planlanmış, ancak cami tamamlanmadan vefat etmiştir. Yapının inşası, oğlu Sultan Abdülmecid tarafından 1851 yılında tamamlanmıştır.

Bu sebeple cami hem bir annelik vefası hem de Osmanlı hanedanının zarif anlayışı açısından simgesel bir anlam taşır.

Günümüzde Bezmiâlem Valide Sultan Camii

Günümüzde cami, hem ibadet yeri olarak kullanılır hem de yerli-yabancı turistlerin ilgi odağıdır. Özellikle Dolmabahçe Sarayı ziyaretinin ardından bu camiyi görmek, ziyaretçilere hem tarihî hem de ruhani bir derinlik kazandırır.

Caminin hemen yakınındaki sahil yürüyüş yolu, Beşiktaş İskelesi ve Kabataş bağlantılarıyla İstanbul’un kalbinde ulaşılması son derece kolay bir konumdadır.Eğer bir gün Dolmabahçe Sarayı’nı ziyaret ederseniz, birkaç adım ötede duran bu zarif mabedi görmeden geçmeyin. Belki de o an, İstanbul'un geçmişinden size fısıldayan bir sessizliği duyarsınız.

Sosyal Medya Hesaplarım: 

Instagram

x

DOLMABAHÇE SARAYI 

Tarihin Ve İhtişamın Buluştuğu Nokta

İstanbul’un incisi Boğaz kıyısında, Osmanlı'nın Batılılaşma adımlarını yansıtan görkemli bir yapı:Dolmabahçe Sarayı. Hem tarihiyle hem de mimarisiyle büyüleyen bu saray, Osmanlı'nın sondönemlerine ve Cumhuriyet'in ilk yıllarına tanıklık eden eşsiz bir yapıdır.

DOLMABAHÇE SARAYI’NIN KISA TARIHI

Dolmabahçe Sarayı, Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid tarafından 1843-1856 yıllarıarasında inşa ettirilmiştir. Sarayın yapılmasındaki en büyük etkenlerden biri Topkapı Sarayı’nın zamanlayetersiz kalması ve Batı’daki kraliyet saraylarına benzer,daha modern bir yapıya olan ihtiyaçtı. Bu yeni saray, Osmanlı’nın Batılılaşmasürecinin mimariye yansıyan en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilir.Abdülmecid'den sonra II. Abdülhamid de bir süre Dolmabahçe'de yaşamış,fakat daha güvenli bulduğu Yıldız Sarayı’na taşınmıştır. Buna rağmen resmitörenler ve kabul merasimleri için Dolmabahçe kullanılmaya devam edilmiştir.Saray, 1924 yılında Cumhuriyet rejimi tarafından müze-saraystatüsüne alınmış ve Atatürk’ün İstanbul’daki konutu olarak da önemli bir rol oynamıştır.Atatürk de bu Sarayda vefat etmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk veDolmabahçe

Dolmabahçe Sarayı, Türkiye Cumhuriyeti’ninkurucusu Mustafa Kemal Atatürk için deözel bir öneme sahiptir. Atatürk, İstanbul’ageldiğinde bu sarayda kalır ve birçok önemligörüşmesini burada yapardı. 10 Kasım 1938tarihinde saat 09.05’te, DolmabahçeSarayı’nın 71 numaralı odasında hayatagözlerini yummuştur. Bugün o oda, aynenkorunmakta ve ziyaretçilere açıktutulmaktadır. Odanın saati, Atatürk’ün öldüğüsaat olan 09.05’te durdurulmuştur ve budetay, birçok ziyaretçiyiduygulandırmaktadır.

Günümüzde Dolmabahçe Sarayı

Günümüzde Dolmabahçe Sarayı, Milli SaraylarBaşkanlığı’na bağlı olarak müze-saray şeklinde hizmetvermektedir. Yılın büyük bir kısmında ziyarete açık olansaray, hem yerli hem de yabancı turistlerin yoğun ilgisinigörmektedir. Sarayı gezen ziyaretçiler, Osmanlı'nınihtişamını ve Batı etkisindeki modernleşmesini birebirdeneyimleme fırsatı bulurlar.Ziyaretçiler için dikkat çeken bölümler arasındaSelamlık, Harem ve Saat Müzesi bulunur. Her bölüm,dönemin yaşam tarzı ve sosyal yapısına dair detaylıizler taşır. Sarayın içerisindeki eşyaların büyükçoğunluğu orijinaldir ve zamanın estetik anlayışınıyansıtır.

Sosyal Medya Hesaplarım:

Instagram

x